Teknik Bilgiler

2D Datamatrix kodları geleneksel barkodlardan birçok bakımdan daha avantajlıdır:
Küçük bir alanda daha fazla bilgi. Bir Datamatrix yüksek bilgi yoğunluğu sunar, bu da çok küçük bir alana birçok bilgiyi sığdırabileceğiniz anlamına gelir. Datamatrix kodları 3,116 sayısal veya 2,335 alfasayısal karaktere kadar ihtiva edebilir, bu ise aynı boyuttaki bir barkoddan 100 kat fazla veri demektir.
Doğrudan ürüne markalayın. 2D kodlar düşük kontrastlı yüzeylerde dahi okunabilir, böylece kodlar bir etikete gerek kalmaksızın doğrudan ürünlerin üzerine uygulanabilir.
Kodlar yıpransa da okunabilirler. Datamatrix kodlardaki yüksek bilgi yoğunluğu nedeniyle sistemin kendisinde bir hata düzeltme özelliği bulunmaktadır, bu sayede kod zarar görmüş ve simgelerinin % 20’sinden fazlasını kaybetmiş olsa dahi verilerin tamamı okunabilmektedir.
Kolay okutma. Geleneksel barkodları okumada kullanılan lazer ışınlarından farklı olarak 2D kodlar görüntüleme sistemleri tarafından okunmaktadır, bu da her açıdan okuyabilmeyi sağlamaktadır.
En son nesil 2D kod okuyucular doğrudan ürünlere markalanan Datamatrix kodların okunurluğunu çok ilerlettiler. Gelişmeler küçük alanlar, ayarlanabilir integral ışık, geliştirilmiş prosedürler, dahili doğrulama ve blue tooth uyumunu kapsamaktadır. 2D kodlar çok çeşitli ürünlerin üzerinde, kontrast düşük olduğunda veya ürünün yüzeyi eğri büğrü olduğunda dahi okunabilmektedir.
Datamatrix okuyucular ayrıca çok amaçlı kullanıma uygundur, kod 128’i, kod 39’u ve 5 veya daha fazla barkod, karekod, UPC kodun dönüşümlü 2’sini okuyabilir.
Her uygulamanın kendine has zorlukları vardır. Şekil, boyut, işlem hacmi ve son kullanım markalama metodunun seçiminde önemli rol oynar. Nokta vuruşlu markalama en iyi orta sert-sert malzemelerde sonuç verir.
2D Datamatrix kodlar her türlü etikete de markalanabilirler. Datamatrix kodların küçük boyutu barkodla kıyaslandığında etiket maliyetlerini düşürme imkanı sağlar zira çok sayıda bilgi küçük bir kodda saklanabilir.

Parça İzlenebilirliği Sayesinde Maliyetleri Azaltma
Parça izlenebilirliği bütün sanayi dallarında faaliyet gösteren imalatçılar için önemli bir konu haline gelmiştir. Hataları azaltmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için izlenebilirlik sistemlerini uygulama mecburiyeti giderek artıyor.
Ürününüz üzerinde iyi bir markalamanın bulunması in proses kontrol kalitesini geliştirir, tüm aşamalarda izlenebilirlik sağlar ve parçanızın ve markanızın görüntüsünü geliştirir. Okuyucular, doğrulayıcılar ve görüntüleme sistemleriyle entegre edildiğinde markalama sistemleri otomatik montaj hatlarının verimli ve hayati önem taşıyan elemanları olarak çalışırlar.
Sisteminin Gerçek Maliyeti
Parça markalama ve izleme, bir imalat sürecinde, genellikle bir geliştirme alanı olarak düşünülüp göz ardı edilmektedir. Parça izlenebilirliği ihtiyacı artmış olsa dahi şaşırtıcı sayıda imalatçı hâlâ yoğun iç gücü isteyen, hataya müsait, elle markalama tekniklerini kullanmaktadır. Markalama sistemlerine erken geçmiş olanlar ise yıllar önce aldıkları cihazların artan üretim taleplerine yetişemediğini görüyorlar.
Günümüz imalatçıları, mümkün olan en kaliteli ürünleri üretirken devamlılık sağlama ve maliyetleri düşürme baskısı altındadırlar. İşletme bütçesinde markalama cihazına para ayırmak zor olabilse de bir markalama sistemine sahip olmanın gerçek maliyetini düşünmek gereklidir.
Eski teknoloji veya sürekli bakım isteyen ekipman kullanmanın sonuçları kayıp üretim, doğrudan iş gücü, yüksek sarf maliyetleri ve hatalı markalanmış ürüne bağlı hurda olarak ölçülebilir. Sistem çıkışı maliyetleri de düşünmek gerekir. Parçaların hatalı markalanması – yahut hiç markalanmaması – durumunda üreticiler; üretim hataları, müşterilere yanlış ürün gönderme, müşteri taleplerinin tam olarak yerine getirilememesi ve gelecekteki işleri rakiplere kaptırma gibi risklere açık olurlar.
Ürün izlenebilirliğini geliştirmek ayrıca üreticilerin ürün kusurlarını daha kesin şekilde tespit edebilmelerine olanak sağlar. Üretici, ürünlerin hatalı olması durumunda ürün geri alma, servis ve teminat talepleri üzerindeki sorumluluğunu, ürün izlenebilirliği sayesinde sınırlayabilir.
Verim Sayesinde Maliyetleri Düşürmek
Maliyetleri azaltmak ve işlem hacmini arttırmak amacıyla üretim birimlerini değerlendirirken, markalama ve onaylama süreçlerini yakından inceleyin. Markalama işleminin verimliliğini değerlendirirken göz önünde bulundurulması gereken birkaç nokta vardır:
- Gereken operatör müdahalesinin miktarı: İşlem tamamıyla otomatik olabilir mi?
- Ekipmanın güvenilirliği: Ekipmanın sık sık temizlik, ayar veya bakıma ihtiyacı oluyor mu?
- Geçiş kolaylığı: Tarih veya mesai kodlarını değiştirirken, farklı bir nesneyi markalamak için ekipmanı ayarlarken, ürün yavaşlıyor veya duruyor mu?
- Otomatik veri alma: Markalama işleminizi host/ERP sistemlerine entegre etme fırsatlarını kullanıyor musunuz?
- Markalama kalitesi ve hata oranları: Hatalı veya kalitesiz markalama yüzünden ne kadar ürünün kazınması veya üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor?
Çözümleri Değerlendirme
İyileştirme imkânları tespit edildikten sonra uygulama için en uygun markalama teknolojisi için araştırma başlar. Basit portatif markalama gereçlerinden tam otomatik markalama, doğrulama ve veri toplama sistemlerine kadar birçok tipte markalama sistemi bulunuyor. Markalanan materyalin türü, üretim hızı, markalanan bilgiler, markalanan bilgilerin değişme sıklığı, ekipmanın kullanılacağı ortam ve yapılan markalamanın geçireceği işlemler ve içinde bulunacağı ortam gibi etkenler doğru sistemin seçimini etkilemektedir.

Soğutucu Emülsiyonlar (Yağ Buharı)
"Yağ buharından korunmak için yeterli önlem alınmazsa makine operatörlerinde toksik, alerjik, sinirsel, kanserojen veya genotoksik etkilere yol açabilir. Ortamdaki her şeye yapışarak, kaygan zeminlere ve çalışma alanlarına sebep olur."
Soğutucu emülsiyonlar (bor yağı) metal işleme süreçleri için vazgeçilmezdir. İşleme sürecinde ortaya çıkan ısı nedeniyle soğutucu emülsiyonlardan yağ ve emülsiyon buharı, ayrıca duman ve aerosoller açığa çıkar. Örneğin yüksek üretim oranlarında sert metalden takım uçlarıyla işleme sırasında ısı 1,000 °C’ye kadar çıkabilir. İşleme alanına giren herhangi bir soğutucu emülsiyon anında buharlaşmaktadır. Açığa çıkan parçacık aralığı oldukça geniştir ve çapı 100 μm’yi aşan damlacıktan 0.5 μm’nin altındaki çok küçük parçacıklara kadar her boyutta parçacığı kapsar. Bu parçacıklar yalnız işyerlerini kirletmekle kalmayıp, çalışanların sağlıklarını ciddi şekilde tehdit ederler. Solunan 5 μm’den küçük parçacıklar solunum yollarının alt kısımlarına kadar iniyor, 2 μm’den küçük damlacıklar akciğerlerin alt kısımlarında yer alan bronşçuklara kadar girebiliyor. Bunlar kana karışarak bütün organlara girebiliyorlar. Korunmak için yeterli yahut hiç önlem alınmayan kirleticilere maruz kalmak, iş yeri sağlığı uzmanlarına göre, çalışanlarda toksik, alerjik, sinirsel, kanserojen veya genotoksik etkilere yol açabilir. Bu nedenle emisyon tedbirleri son derece önemlidir, özellikle de iç mekan hijyen şartları ve bina yangın önlemi açısından.
Yağ buharı filtresi neden kullanılır?
- Çalışanlarda kısa ya da uzun süreli etkilere yol açmamak için yağ buharı filtresi kullanılır.
- Yağ buharı kaygan bir zemine ve duvarlarda, tezgâhların üzerinde toz ve yağ birikmesine neden olur.
- İnsan, ortam ve çevre sağlığı ile ilgili yasal düzenlemeler gün geçtikçe düzenlenerek, daha sıkı hale gelmektedir. Yasal yükümlülüklerin üretimi engellememesi için önceden önlem alınmalıdır.
AR Yağ Buharı Filtreleri
İşleme sürecinde ortaya çıkan ısı nedeniyle soğutucu emülsiyonlardan çıkan yağ ve emülsiyon buharı, duman ve aerosolleri ayırır.
Ortamda, makinelerde ve zeminde yağ buharı birikir ve tehlikeli hale gelir. AR Yağ Buharı Filtreleri, yağ buharını kirli partiküllerden arındırarak geri kazanılmasını sağlar.
AR yağ buharı filtreleri, soğutucu emülsiyonların (bor yağı gibi), kullanıldığı tüm ekipman ve işlemlerde kullanılabilir.
Taşlama, torna, freze, yıkama, enjeksiyon makinaları, özel işleme makinaları ve birçok proses için yüksek verimli filtreleme çözümleri sunar.